Hülegü’s arrival in Iran undoubtedly meant a new era in the Middle East. This new period was shaped by a radical change with the elimination of the Assassin castles and the crushing of the elements of this sect in Iran in 1256, and after that with the destruction of the Abbasid Caliphate in 1258. Another impact on the change was brought about by the Crusaders. Although the events in Sidon led to a Mongol-Crusader struggle, the conditions for reaching a consensus between the two sides became possible as the Aynu Câlût battle ended with a Mamluk victory. A new process has started with a letter sent by the Crusaders in Akka to Hülegü followed by Hülegü himself sending letters in 1262 to Pope Urban IV and King of France Louis IX. The letter addressed to the King of France survived. The letter discloses an alliance proposal to the King which says Jerusalem could be left to the Pope after conquest as part of the alliance. This would mark a radical change in the Middle East. Because, it was the first time the Crusaders could ally with an active power in the region. A similar change was also observed in the Mongol politics. The Mongols who had formerly invited the western powers to submit to themselves, were now inviting them to an alliance. The focus of this invitation was a single point, Jerusalem. This study will focus on the diplomatic role of Jerusalem in the change of Mongol-European relations.
Hülegü’nün İran’a gelişi şüphesiz ki Ortadoğu’da yeni bir dönem demekti. Bu yeni dönem, 1256’da Haşhaşi kalelerinin ortadan kaldırılması ve tarikatın İran’daki unsurlarının ezilmesi ile hemen ardından Abbasi Halifeliği’nin 1258’de yok edilmesi ile radikal bir değişim ile şekillenmiştir. Diğer taraftan değişimin bir diğer tarafında da Haçlılar bulunmaktadır. Her ne kadar Sidon’da yaşananlar Moğol-Haçlı mücadelesine neden olmuşsa da, Ayn Calut muharebesinin Memluk Sultanlığı’nın zaferi ile neticelenmesi, iki tarafın ortak bir cephede buluşabilmesinin koşullarını ortaya çıkardı. Akka’daki Haçlı Kontluğu’nun 1261’de Hülegü’ye gönderdiği bir haberle başlayan bu yeni süreç Hülegü’nün 1262’de Papa IV. Urbanus’a ve Fransa Kralı IX. Louis’ye gönderdiği iki mektupla devam etti. Bu mektuplardan günümüze erişebilen ikincisinde Hülegü, Kudüs’ü ele geçirmesini takiben Papalığa bırakması karşılığında Kral’a bir ittifak önerisinde bulunuyordu. Bu, Ortadoğu’da radikal bir değişimdi. Zira Haçlılar ilk defa, bölgedeki etkin bir güç ile ittifak yapabilecekleri bir gündem içerisine girmiş oluyorlardı. Değişim diğer taraftan Moğol siyaseti için de geçerlidir. Nitekim daha önceki yıllarda batılı güçleri kendilerine boyun eğmeye davet eden Moğollar şimdi onları ittifaka davet ediyorlardı. Bu davetin odağında da tek bir nokta, Kudüs bulunuyordu.
Bu çalışmada Kudüs’ün Moğol-Avrupa ilişkilerindeki değişimdeki diplomatik rolü üzerinde durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021Sayı: 9 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Daha fazla bilgi için tıklayınız.
Dizinler / Veri Tabanları: SCOPUS| EBSCO| INDEX ISLAMICUS| ERIH PLUS| MLA | INDEX COPERNICUS | CEEOL | SCIENTIFIC INDEXING | DRJI | İSAM
FAD- Filistin Araştırmaları Dergisi
[BPS- Bulletin of Palestine Studies]
e-ISSN 2587-1862