This study examines the spatial transformation of Jerusalem between 1871 and 1948 in the context of Ottoman and British imperial policies, specifically questioning the effects of Ottoman and British urban planning policies on the historical fabric and social structure of the city. Today, Jerusalem is described as a “divided city”, and the origins of spatial and social segregation are often attributed to the Ottoman period; this perception is reinforced by maps drawn by European cartographers depicting Jerusalem as a city divided into religious groups. This study questions this widespread view and demonstrates that the urban planning policies of the Ottoman and British periods had different effects on the city. The dozens of 19th-century maps of Jerusalem are far from revealing the heterogeneous nature of the city and how the coexistence of different social groups shaped the space. As emphasized in the study, these maps were used as a tool of British policy shaped under the influence of imperialist ideology. On the other hand, Ottoman period population registers are an important source of data that refutes this divisive view. Ottoman population registers reveal that different religious communities lived intertwined in the walled city and that the alleged communal segregation did not exist in reality, thus documenting the existence of a mixed social structure in which Muslims, Jews and Christians coexisted in social and commercial areas.
From 1917 onwards, the administrative and urban practices of the British mandate administration were manifested in the spatial fabric of Jerusalem and played an active role in creating clear distinctions between the inner and outer walls. This is particularly evident in the four different urbanization plans prepared by William McLean (1918), Patriarch Geddes (1919), Charles Robert Ashbee (1922) and Henry Kendal (1944). The mandate’s urbanization scheme, particularly the “green belt”, transformed the walled area into an “open-air museum” where religious and historical heritage had to be preserved, while the outer walled area was reorganized according to the principles of modern European urbanism. In this process, the collective living spaces of the Ottoman Empire were rendered dysfunctional and social and spatial segregation deepened.
220K016
Bu çalışma, 1871-1948 yılları arasında Kudüs’teki mekânsal dönüşümü, Osmanlı ve İngiliz İmparatorluk politikaları bağlamında ele alırken, özellikle Osmanlı ve İngiliz şehircilik politikalarının kentin tarihsel dokusu ve toplumsal yapısı üzerindeki etkilerini sorgulamaktadır. Günümüzde Kudüs, “bölünmüş kent” olarak tanımlanırken, mekânsal ve toplumsal ayrışmanın kökenleri genellikle Osmanlı dönemine atfedilmekte; bu algı, Avrupalı haritacılar tarafından çizilen ve Kudüs’ü dini gruplara bölünmüş bir kent olarak tasvir eden haritalarla pekiştirilmektedir. Çalışma bu yaygın görüşü sorgulamakta ve Osmanlı ile İngiliz dönemlerinde uygulanan şehircilik politikalarının kente farklı etkilerde bulunduğunu ortaya koymaktadır. 19. yüzyıl boyunca üretilmiş onlarca Kudüs haritası, gerçekte şehrin heterojen yapısını ve farklı toplumsal grupların bir arada yaşama olgusunun mekânı nasıl şekillendirdiğini ortaya koymaktan uzaktır. Çalışmada vurgulandığı üzere, bu haritalar, emperyalist ideolojinin etkisinde şekillenmiş İngiliz politikasının bir aracı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, Osmanlı dönemi nüfus defterleri, bu ayrıştırıcı bakışı çürüten veriler ortaya koyan önemli bir kaynaktır. Osmanlı nüfus kayıtları, suriçi kentte farklı dini toplulukların iç içe geçmiş bir şekilde yaşadığını ve iddia edilen cemaat ayrışmasının gerçekte mevcut olmadığını ortaya koyar, böyleceMüslüman, Yahudi ve Hristiyanların sosyal ve ticari alanlarda bir arada bulunduğu karma bir toplumsal yapının varlığını belgeler.
1917 yılından itibaren İngiliz manda yönetiminin gerçekleştirdiği idari ve kentsel uygulamalar, Kudüs’ün mekânsal dokusunda açığa çıkmış, suriçi ve surdışı arasında belirgin ayrımların oluşmasında etkin rol oynamıştır. Özellikle William McLean (1918), Patrik Geddes (1919), Charles Robert Ashbee (1922) ve Henry Kendal (1944) tarafından hazırlanan dört ayrı şehirleşme planında ortaya atılan yaklaşım bu yargıyı belirginleştirir. Manda yönetiminin şehirleşme düzeni, bilhassa “yeşil kuşak” uygulaması, suriçi alanı dini ve tarihi mirasın korunması gereken bir “açık hava müzesi” haline getirmiş, surdışı alanı ise modern Avrupa şehircilik prensiplerine göre yeniden düzenlemiştir. Bu süreçte, Osmanlı’nın kolektif yaşam alanları işlevsizleştirilmiş, toplumsal ve mekânsal ayrışma derinleşmiştir.
TÜBİTAK
220K016
Bu çalışma, Prof. Dr. Yasemin Avcı’nın yürütücülüğünü yaptığı “Kudüs’te İmparatorluk Politikaları: Kamusal Mekân ve Toplumsal Kimlik (1871-1948)” başlıklı TÜBİTAK 1001 projesinin çıktılarından biridir. Verilen destek için TÜBİTAK’a teşekkür ederiz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Ottoman Field Service, Late Modern History of Middle East, Late Modern History (Other) |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Project Number | 220K016 |
Publication Date | April 30, 2025 |
Submission Date | January 16, 2025 |
Acceptance Date | April 3, 2025 |
Published in Issue | Year 2025Issue: 30 Nisan 2025 ÖZEL SAYI: Kudüs'te İmparatorluk Politikaları: Osmanlı ve İngiliz İdaresinde Kudüs'te Toplum ve Siyaset |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License. Click for more information.
Indexes / Databases: SCOPUS| EBSCO| INDEX ISLAMICUS| MLA | INDEX COPERNICUS | CEEOL | SCIENTIFIC INDEXING | DRJI | İSAM | ASOS İNDEKS
Filistin Araştırmaları Dergisi- FAD
[Bulletin of Palestine Studies]
[כתב העת ללימודים פלסטיניים]
[مجلة دراسات فلسطينية ]
ISSN: 2587-2532
E-ISSN 2587-1862